Büyük Dini Lider Ayetullah Uzma Şeyh Beşir Hüseyin Necefi'nin (Allah ömrünü uzun etsin.) Temsilcisi, Hazreti Fatma Zehra'nın (selâmullahi aleyhâ) Şehadet Yıldönümü Münasebetiyle Gelen Taziye Sahiplerini Kabul Etti.

Büyük Dini Lider Ayetullah Uzma Şeyh Beşir Hüseyin Necefi'nin (Allah ömrünü uzun etsin.) Temsilcisi, Hazreti Fatma Zehra'nın (selâmullahi aleyhâ) Şehadet Yıldönümü Münasebetiyle Gelen Taziye Sahiplerini Kabul Etti.

25/11/2025




Necef-i Eşref – Büyük Dini Lider Ayetullah Uzma Şeyh Beşir Hüseyin Necefi'nin (Allah ömrünü uzun etsin.) temsilcisi ve Merkezi Ofis Müdürü Sayın Şeyh Ali Necefi (Allah muvaffakiyetini daim etsin.), üçüncü rivayete göre Hazreti Fatma Zehra'nın (selâmullahi aleyhâ) şehadet yıldönümünü anmak üzere Irak'ın çeşitli vilayetlerinden gelen taziye sahiplerini, mübarek şehrin tanık olduğu yıllık matem mevsimi çerçevesinde kabul etti.

Sayın Şeyh Ali Necefi (Allah muvaffakiyetini daim etsin.), kabul sırasında bir irşat konuşması yaparak, Hazreti Fatma Zehra'nın (selâmullahi aleyhâ) mübarek hayatından kesitleri gözden geçirdi. Konuşmasında, onun risalet misyonundaki yerini ve Hz. Muhammed’in (Allah’ın salât ve selâmı O’na ve Âli’ne olsun) mesajını savunmadaki merkezi rolünü, ayrıca İslam'ın ilke ve asil değerlerini korumak uğruna sunduğu yüce fedakârlıkları açıkladı.

Sayın Şeyh Ali Necefi  (Allah muvaffakiyetini daim etsin.), Hazreti Fatma Zehra'nın (selâmullahi aleyhâ) ahlakına, metanetine ve zorluklar karşısındaki sabrına uyma gerekliliğine işaret ederek, gençleri Ehl-i Beyt'in (a.s.) yoluna sarılmaya ve dinî merciliğin talimatlarına bağlı kalmaya davet etti. Zira dinî merciiyet, dini korumak ve toplumda İslami bilinci pekiştirmekten sorumlu olan uzantıdır.

Büyük Dini Lider Ayetullah Uzma Şeyh Beşir Hüseyin Necefi'nin (Allah ömrünü uzun etsin.) temsilcisi, toplumun korunması ve bilinçlendirilmesinde âlimlerin ve doğru rehberlik eden merciliğin öncü rolünü vurguladı. Bu elim olay münasebetiyle taziye sahiplerinin meclislerine ve etkileşimlerine övgüde bulunarak, bu etkinliğin, zulmü ve bâtılı reddetme ahdini yenileme ve Ehl-i Beyt'in (a.s.) hayatlarının üzerine kurulu adalet ve hak değerlerini ihya etme durağı olduğunu belirtti.